Avrupa’da güvenlik dengesi baştan kuruluyor: İmzalar 17 Temmuz’da atılıyor

“`html

Avrupa’nın Güvenlik Estratejisi: Lancaster House’da Tarihi Anlaşma

Londra’da bulunan Lancaster House’un göz alıcı salonları, Avrupa’nın güvenlik yapısında önemli bir dönüşümün eşiğinde yer alıyor. 17 Temmuz’da burada gerçekleştirilecek İngiliz-Alman Askeri İşbirliği Anlaşması, yalnızca bu iki ülke arasındaki ilişkileri değil, aynı zamanda kıtanın genel dengesini de köklü biçimde etkileyecek bir adım olarak öne çıkıyor.

Bu yeni anlaşmanın, 2010 yılında aynı mekânda Fransa ile sağlanan “özel ortaklık” (Lancaster Paktı) ve doğu Avrupa’daki Polonya ile yapılan savunma iş birlikleriyle bir araya gelerek üçüncü bir stratejik eksen oluşturması bekleniyor. Ancak bu üçlü yapı, 20. yüzyılın en karanlık dönemlerinden kaynaklanan bir jeopolitik gerilimi de yeniden gündeme getiriyor: Almanya’nın askeri gücünün sınırlarının ne olacağı ve komşularının bu durumu endişeyle izleme ihtimali. Ünlü tarihçi Margaret MacMillan’ın The Uses and Abuses of History adlı eserinde belirttiği gibi; “Tarih, bugünü anlamak için bağlam sunar.” Bu bağlamda, güncel olayları 1930’ların Dörtler Paktı girişimleri, Versay Antlaşması’nın bozulması ve 1990 yılındaki “2+4” sınırlamaları üzerinden değerlendirmek, Avrupa’nın gelecekteki güvenlik sorunlarına ışık tutabilir.

Avrupa Güvenliği

LANCASTER PAKTI’NIN ANLAMINI KEŞFETMEK

2 Kasım 2010’da Londra’daki Lancaster House’da imzalanan İngiliz-Fransız Savunma ve Güvenlik İşbirliği Anlaşması, yalnızca 50 yıllık bir askeri ilişki kurmayı amaçlamıyordu. Bu tarihi anlaşma, 15. yüzyılda İngiltere ve Fransa’nın taçlarını bir araya getirme hedefindeki Lancaster Hanedanı’na dair bir gönderme içeriyor. Anlaşma, ortak test tesisleri, teknoloji paylaşımı ve nükleer işbirliği gibi alanları kapsayarak ABD’nin NATO’daki nükleer koruma şemsiyesine alternatif “Avrupa nükleer caydırıcılığı” tartışmalarını da tetiklemiştir.

Lancaster Paktı

POLONYA’NIN ROLÜ VE TARİHSEL YANSIMALARI

2017’de imzalanan İngiltere-Polonya Savunma Anlaşması ve 2023 yılında resmi olarak kabul edilen 2030 Ortaklık Anlaşması, Paris-Londra-Varşova üçgeninin güçlenmesine katkıda bulundu. Bu yapı, ABD vatandaşı Timothy Snyder’ın Bloodlands kitabında belirttiği üzere, 1930’larda Polonya’nın Almanya ve SSCB arasında kalma korkusunu ve Batı ile ittifak arayışını hatırlatıyor.

Polonyanın Rolü

İNGİLİZ-ALMAN ANLAŞMASI: TARİHSEL SORUNLAR VE ENDİŞELER

17 Temmuz’da Londra ve Berlin arasında imzalanması beklenen askeri işbirliği anlaşması, çok önemli bir gerçeği gözler önüne seriyor: Fransa ile Almanya arasında Lancaster Paktı benzeri kapsamlı bir askeri ittifak mevcut değil. İngiltere’nin Fransa, Polonya ve Almanya ile yaptığı üç paralel anlaşma, 1933 yılında oluşturulan Dörtler Paktı (Pact of Four) projesini akıllara getiriyor.

O dönem kurulan pakt, Versay Antlaşması’nın Almanya’yı silahsızlandıran maddelerini yumuşatmayı öngörüyordu. Bugün ise 1990 tarihli “2+4 Antlaşması” çerçevesinde Bundeswehr’e getirilen personel ve ağır silah sınırlarının tartışılması gündemde. Alman CDU partisinin lideri Friedrich Merz de dahil, pek çok siyasetçi, bu sınırlamaların “eski” kaldığına dair açıklamalarda bulundu. Hatta Merz, Der Spiegel dergisinin Ocak 2024 sayısında bu durumu “gerici bir anlaşma” olarak nitelendirdi.

Alman Sınırlamaları

POLONYA: TARİHSEL ENDİŞELERİN KAYNAĞI

Almanya’nın askeri genişleme planları, Polonya’da haklı bir biçimde derin endişelere yol açtı. Varşova’nın batı sınırlarının, 1945 Potsdam Konferansı kararlarıyla Almanya’dan alınmasının hâlâ “ebedî bir güvensizlik kaynağı” olduğu düşünülüyor. Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski, 2023’te Polsat News’e verdiği röportajda, “NATO, Polonya’yı Doğu’dan ve Batı’dan korumalı” demesi bu kaygının en çarpıcı örneklerinden biridir. Tarihsel olarak, Polonya’nın 1933’te Dörtler Paktı’nı gözden geçirme tehdidi ile engellediği biliniyor.

Polonya'nın Endişeleri

FRANSA’NIN ZORUNDA KALDIĞI SEÇİMLER VE 1936 ÖRNEĞİ

Paris, İngiltere ve Almanya arasındaki ilişkilerin yakınlaşmasından uzunca bir süre rahatsız kaldı. Son zamanlarda artan Fransız-Alman dostluğuna rağmen, İngiliz tarihçi Richard J. Evans’ın Third Reich in Power adlı eserinde vurguladığı gibi, “tarihsel Alman korkusu” ve İngiltere’nin gelenekselleşen “denge politikası” endişesi Macron’un Londra’nın ziyaretinin arka planını oluşturuyor.

Bu noktada 1935’te imzalanan ve Almanya’ya Versay’ın deniz sınırlamalarını aşma hakkı veren İngiliz-Alman Deniz Anlaşması’nın ardından, Fransa’nın 1936’da Sovyetler Birliği ile imzaladığı Karşılıklı Yardım Paktı’nı hatırlamak önem taşıyor. Fransızlar, Almanya’ya karşı önlem alabilmek için Polonya ve Çekoslovakya ile ittifaklarını güçlendirme ihtiyacı hissetmişlerdir.

Fransa'nın Stratejileri

OLASI ADIMLAR NELER OLABİLİR?

Avrupa’nın gelecekteki güvenlik sorunlarının aşılabilmesi için, Almanya’nın askeri entegrasyonu şeffaflık ve kapsayıcılık ilkeleriyle buluşmalıdır. Bu, askeri harcamalar ve tatbikatlar hakkında açık bir iletişim kurmak, AB ve NATO çerçevesinde ortak savunma projelerine katılmak ve özellikle Polonya ile sürekli kültürel ve tarihsel diyalogu sürdürmek anlamına geliyor. Alman ordusunun, tek başına bir tehdit oluşturmak yerine, kolektif güvenliğin bir unsuru olarak değer taşıdığı unutulmamalıdır.

Fransa, denge politikasını ulusal değil, AB düzeyinde kurumsallaştırarak daha güçlü bir ortak savunma entegrasyonuna liderlik etmek ve Batı Balkanlar ile Doğu Avrupa’da yeni stratejik ortaklıklar geliştirmek isteyecektir. Bu hamle, hem Doğu hem de Batı Avrupa’daki güvenlik alanında rahatlama sağlayabilir.

İngiltere’nin oluşturduğu yeni stratejik yapılar, NATO’nun merkezî rolünü zayıflatmadan, Rus tehditlerine karşı birleşik bir cephe oluşturmak için elverişli bir zemin sağlar. Bu yeni düzenin merkezinde, Avrupa’daki tüm aktörlerin, ortak bir tehdit algısı etrafında birleşerek enerji bağımlılığını azaltma, siber güvenlik işbirliği ve dezenformasyonla mücadele gibi alanlarda somut adımlar atması bekleniyor.

Güvenlik İşbirliği

TARİHTEN DERS ÇIKARMAK VE GELECEK İNŞASI

Tarih, “şiir” değil, “kafiyeler” yaratır; onları “şiir” hâline getirmek ise siyasilerin görevidir. Lancaster House’da atılacak imzalar, Avrupa siyasetinde yeni bir sayfa açma potansiyeline sahiptir. Ancak bu sayfanın nasıl evrileceği, Avrupa liderlerinin geçmişten aldıkları derslerle etkin bir diplomasi, şeffaf işbirliği ve kapsayıcı yeni anlaşmalar oluşturmalarına bağlı olacaktır.

Jeopolitik korkular ve güç dengesi arayışları, Avrupa’nın doğasında mevcut olsa da, akıl ve işbirliği ile bu gerilimleri yönetim biçimi olarak kullanarak daha güvenli ve istikrarlı bir Avrupa inşa etmek mümkündür. Aksi halde, tarih, ders almayanların hâlini bir kez daha yazacaktır.

Geleceğin Güvenliği

“`

Related Posts

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’ten Ahmet Özer için özgürlük çağrısı

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’ten Ahmet Özer için özgürlük çağrısı

Grok kaldığı yerden devam etti: Önce özür sonra hakaret

Sosyal medya platformu X’in sahibi olan Elon Musk’ın yapay zeka şirketi xAI, sohbet robotu Grok’un krize neden olan cevaplarına ilişkin özür mesajı yayınladı. Şirket, Grok’un davranışlarına ilişkin “birçok kişinin yaşadığı korkunç davranış için derinden özür dileriz” açıklaması yaptı. Şirket, Grok’un güncellendiğini belirtti ancak sohbet robotunun X platformunda hakaret içeren cevaplar vermeye devam ettiği görüldü.

PKK’nın silah bırakma törenine kimler katıldı: Türkiye, Irak ve Avrupa’dan isimler tarihî anlara şahitlik etti

PKK’nın silah bırakma törenine kimler katıldı: Türkiye, Irak ve Avrupa’dan isimler tarihî anlara şahitlik etti

Babasının evini yakan genci mahalleli linç etti! Polis zor ayırdı

Adana’nın Ceyhan ilçesinde, madde bağımlısı olduğu öne sürülen Muhammed I. (34), babasına ait evi ateşe verdi. Yangın bitişikteki eve de sıçrarken, zanlı mahalle sakinlerinin saldırısından polis müdahalesiyle kurtarıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

TBMM’deki salgın Ankara’ya yayıldı, vakalarda patlama yaşandı

Meclis’te 100’ün üzerinde vekil ve personelin hastanelik olmasıyla gündem olan ishal ve kusma vakalarında artış yaşandığı belirtildi. Özellikle Ankara alarma geçerken uzmanlar, yaz aylarında sıcak havanın etkisiyle çoğalan bakteriyle virüslerin, su ve gıda kaynaklı enfeksiyonları tetikleyerek ishal ve kusma vakalarını artırdığı uyarısında bulundu.

Gazze’deki hükümetten dikkat çeken açıklama

ABD-İsrail güdümlü Gazze Yardım Vakfı’nın devreye girmesinden bu yana yardım almaya çalıştığı sırada 773 kişi öldürüldü, 5 binden fazla kişi yaralandı.