NEW Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın “2020 başkanlık seçimi sonuçlarına müdahale girişimi” suçlamasıyla yargılandığı dava hakkında kamuoyuna açık şekilde konuşmasına bazı sınırlamalar getirildi.
Amerikan basınındaki haberlere göre, davaya bakan Hakim Tanya Chutkan, bugün Washington DC’de bir federal mahkemede görülen duruşmada, Trump ve avukatlarının, soruşturmaya ilişkin savcılar, tanıklar ve mahkeme personeli hakkında kamuoyuna açık şekilde yorum yapmasını kısıtlayacağını bildirdi.
Chutkan, Trump’ın genel olarak Adalet Bakanlığını eleştirme ve davanın “siyasi güdümlü” olduğunu belirtme hakkına sahip olduğu ancak savcılar ve mahkeme personeline karşı “karalama kampanyası” yürütemeyeceği değerlendirmesinde bulundu.
Trump’ın özel yetkili savcı Jack Smith’i “haydut” olarak nitelemesini örnek veren Chutkan, konuşma yasağının ihlal edilmesi halinde “gerekli yaptırımları” uygulayacağını belirtti ancak hangi durumda hangi cezaların verilebileceğine dair bilgi paylaşmadı.
Trump’tan karara tepki
Trump, kendi sosyal medya platformu TruthSocial’dan yaptığı açıklamada, hakimin emrine “cadı avı” diyerek tepki gösterdi ve karara itiraz edeceğini kaydetti.
Chutkan, yüksek cezalarıyla biliniyor
Eski ABD Başkanı Demokrat Barack Obama tarafından atanan Chutkan, Kongre baskını davalarında, sanıklara savcıların talebinden daha yüksek cezalar vermesiyle biliniyor.
Trump, ağustosta Chutkan’ın baktığı davada, “adil yargılanmasının mümkün olmayacağını” öne sürerek, reddihakim talebinde bulunmuştu. Chutkan ise davadan çekilmesi için bir sebep görmediğini ve çekilmeyeceğini bildirmişti.
“6 Ocak Kongre baskını” davası
Eski Başkan Trump, 1 Ağustos’ta Washington DC Bölge Mahkemesine sunulan iddianamede, 2020 başkanlık seçimine müdahale etmekle suçlanmıştı.
2020 başkanlık seçimi sonuçlarını kendi lehine değiştirme girişimine ilişkin yürütülen “6 Ocak Kongre baskını” soruşturmaları kapsamında hazırlanan iddianamede Trump’a 4 suçlama yöneltilmişti.
Suçlamalar, “ABD’yi yanıltmak için komplo kurma”, “resmi bir soruşturmayı engellemek için komplo kurma”, “resmi bir soruşturmayı engellemeye teşebbüs” ve “seçmenlerin anayasal haklarını kullanmalarını engellemek için komplo kurma” iddialarını içeriyordu.