İçişleri Bakanı ve AKP İstanbul 2. Bölge Milletvekili Adayı Süleyman Soylu, katıldığı canlı yayında, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın yönettiği Türkiye’de herkesin “çekinmeden” Alevi olduğunu söyleyebildiklerini iddia etti. Soylu, “Erdoğan’ın yönettiği Türkiye’de herkes Aleviyim diyor, çekinmiyor. İl Emniyet Müdürü Alevisin deyince yalan söylüyorsun diyor. Olamazsın diyor, inanmıyor. Bir valimiz de şahit. Yine Alevi bir kardeşimiz var, onlar da şahit” dedi.
Bakan Soylu, Haber Global ekranlarında yayınlanan Başak Şengül ile Mesele Özel programının konuğu oldu. Soylu, FETÖ sonrasında emniyette yeni bir yapılanma başlatıldığını iddia ederek, “CHP’li Murat Bakan bu yapının başını çekiyor” dedi.
Sosyal medya hesabından paylaştığı video ile ilk defa oy verecek gençlere seslenerek Alevi olduğunu hatırlatan Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun açıklamalarına tepki gösteren Soylu, “Sen SGK başkanı olmuşsun, bürokrat olmuşsun. Senin kimliğin biliniyor. CHP Genel Başkanı olmuşsun, Alevi kimliğini söylememişsin ama şimdi bunu söylüyorsun. Aslında ben fakir yerde büyüdüm. Bugüne kadar söylememiş de neden şimdi söylüyor?” ifadelerini kullandı.
“Bel fıtığı genetik”
Süleyman Soylu’nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Ben 15 yaşından beri bir bel rahatsızlığım var, genel uzun boylu ya da orta boylularda olur bel rahatsızlığı. Bizim akrabalarımızda hemen hemen herkesin böyle bir hastalığı var, biraz da genetik. Çok hareketli günlerimiz oldu, spor yaptık, koşular yaptık, 4-5 günlük tedaviyle aşabiliyordum.
Kahramanmaraş’ta bir fizik doktoru vardı, fıtık var ve burayı çalışmak lazım dedi. Bu benim 38 yıllık arkadaşım. Bu iş böyle, zor oluyor, üşütmemek lazım. Şanlıurfa’da sel oldu ve normalde ben terleyince üstümü değiştiririm, bir şey taşımam, çocukları muhakkak koruma tutar ben tutmam fotoğraf çekilirken. Orada ayaklarımı ıslattım, akşama kadar da bir daha toparlayamadık ama iyiyim şimdi şükür.
“26 binin üzerinde bir enkaz var”
Afet tatbikatları var yaptığımız çok fazla ama sonuç olarak bir depremle karşılaşıyorsunuz ve deprem yerkürenin en büyük depremi. Bu depremden sonra hemen hemen kamu kurum ve kuruluşları yola çıktı.
26 binin üzerinde bir enkaz var. Netice olarak bazı yerlerde çalışmalar yapılıyor. Ses duyulan yerlere öncelik verildi. O gün saat 5 buçuk gibi AFAD’da açıklama yaptık. Biz 4. seviye çağrı yaptık. Bütün dünyadaki ve kendi içimizdeki tüm ekiplerin deprem bölgesine intikalidir.
“6-8 Ekim olayları da Türkiye’nin otoritesine yönelik bir saldırıydı”
Uzun zamandır, dünya bir sağa bir sola gitti. Asırlar sonra ilk kez bu topraklar ilk kez yukarı doğru ivmelenmeye başladı. Türkiye yükseldikçe dalgalar sert vurmaya başladı. İlk deneme Gezi Olayları, ikincisi 17 Aralık darbesiydi, sonra 6-8 Ekim olayları. Bundan 80 yıl önceki olayların aynıları. 6-8 Ekim olayları da Türkiye’nin otoritesine yönelik bir saldırıydı. Milli birlik ve bütünlüğe, devletin otoritesine yönelik. 15 Temmuz Darbe girişimi yaşandı. Bu dalganın en tepesiydi. Bütün bu olayları kim tetikliyor Amerika, burada Türkiye kendi özgürlük bandını genişlettikçe dalgaları sertleştiriyorlar.
“Erdoğan’ın yönettiği Türkiye’de herkes Aleviyim diyor, çekinmiyor”
Erdoğan’ın yönettiği Türkiye’de herkes Aleviyim diyor, çekinmiyor. İl Emniyet Müdürü Alevisin deyince yalan söylüyorsun diyor. Olamazsın diyor, inanmıyor. Bir valimiz de şahit. Yine Alevi bir kardeşimiz var, onlar da şahit. Bu iklimi çok örselemiş, güveni zedelemişler. Birileri de sürekli istismar oluşturmaya çalışıyor. Aynısını Kürt hadisesinde oluşturmaya çalışmışlar. Yıllarca tetikleyerek bir zemin oluşturmuşlar, ben buna fay hattı diyorum, o doğal olarak tetikleniyor, bu suni olarak.
“Alevilik meselesi önderlerinden bir tanesi”
Erdoğan’ın 2002’de Türkiye’yi yönetmeye başladığı andan itibaren bunlara karşı tedbirleri aldı. Alevilik meselesi önderlerinden bir tanesi, biz Ecevit’e dedik ki bir daire başkanlığı kursanız, beni bu işlere karıştırmayın, demiş. Erdoğan, bunların Türkiye’de düşünemeyeceğinden çok fersah fersah adımlar attı.
“Seçim sandıkta oluyor zaten”
Türkiye’de Erdoğan’dan başka bunları başarabilecek siyasetçi olamaz. Hiçbir istismara yer bırakmayacak şekilde, her türlü noktayı bilecek ve siyaset yapacak bir lider gelemez bu saatten sonra. Bu meselelerin hepsi bir vesileyle karşı karşıya kalındığında hem içte hem de dışta tehdit oluşturuyor.
Seçim sandıkta oluyor zaten. Size pusula veriyorlar, tercihinizi oyluyorsunuz, sonra da sandığa atıyorsunuz. Yine o siyasi partilerin temsilcilerinin bulunduğu ortamda sandık açılıyor ve herkes oyunu yazıyor. Buna itiraz edilebilir. Hepsinin bir süresi var. Bunu bugün ortaya koymuyorum. CHP, 2007 seçimlerinden sonra bunu sürekli ortaya koydu, Türkiye’de böyle sopalı seçim yapan tek parti CHP’dir. Hiçbir seçimde güvenlik açığı olmadı.
“600 bini aşkın arkadaşımız görev alacak. Tüm güvenlik İçişleri Bakanlığına ait”
Seçim takvimi açıldığı andan itibaren çalışmalar başlar. Sandık alanlarındaki emniyet güçlerinin eğitilmesinden başlayıp, güvenlik toplantılarına, kameraların çalışmasına kadar her alanda YSK’nın matbaa güvenliğine kadar ne varsa bütün tedbirleri alırız.
600 bini aşkın arkadaşımız görev alacak. Tüm güvenlik İçişleri Bakanlığına ait. Siz bir güvenlik itirazı yaptınız mı? Hayır. Bunun kuralları vardır, dedikodu ile yürütülecek bir şey değil. Uzay maceraları üzerinden tasvir edilebilecek bir durum değil.
Murat Bakan, FETÖ’nün aparatı, onlara, FETÖ’nün verdiği görev, kamu otoritesini dağıtmak. Seçimin güvenliği herkesin arzu ettiği ver herkesin yaptığı bir şey. FETÖ’nün ikinci paralel yapısı oluşturulmaya çalışılıyor.
“Bugüne kadar söylememiş de neden şimdi söylüyor?”
Sen SGK başkanı olmuşsun, bürokrat olmuşsun. Senin kimliğin biliniyor. CHP Genel Başkanı olmuşsun, Alevi kimliğini söylememişsin ama şimdi bunu söylüyorsun. Aslında ben fakir yerde büyüdüm.
Bugüne kadar söylememiş de neden şimdi söylüyor? Alevi Bektaşilikle ilgili bir alt yapı kurulacağı zaman birçok Cemevi temeli atıldı, Türkiye tarihinde ilk bunlar. Bu ülkede Ermeni kaymakam var, Caferi Valimiz var. Şu anda mevcut. Görevlerini rahatça yapıyorlar. Afgan Türkü Valimiz var. Alevi emniyet müdürleri, jandarmaları, genel müdürleri var.
“Ben Kılıçdaroğlu’nun danışmanıyla çalışıyorum biliyorsunuz”
Bütün bunlar Türkiye’ye uzak bir durum değil ama bu alanı kendi arka bahçesi olarak değerlendirmek en önemli çıkış noktalarından bir tanesi. Alevi oy alamaz, toplum bunu sorgular diyen biz değiliz, bizim böyle derdimiz de yok. Buradan kendi adına bir mağduriyet oluşturmaya çalışıyor ancak biz bugünleri çoktan geçtik. Ben Kılıçdaroğlu’nun danışmanıyla çalışıyorum biliyorsunuz.”