Hakan Fidan: PKK/YPG DEAŞ kadar tehdit

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Münih Güvenlik Konferansı’ndaki “Şam İçin Yeni Bir Şafak: Suriye’nin Geçiş Sürecine Dair Olasılıklar” başlıklı panelde yaptığı konuşmada, “Şam’daki dostlarımızın PKK/ YPG’den kurtulma meselesini ele almalarını ve bunu bize bırakmamalarını bekliyoruz. Çünkü PKK/YPG, Suriye ve tüm bölge için DEAŞ kadar büyük bir tehdit” dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Almanya’da gerçekleştirilen 61. Münih Güvenlik Konferansı’nda “Şam İçin Yeni Bir Şafak: Suriye’nin Geçiş Sürecine Dair Olasılıklar” başlıklı panelde konuştu. Türkiye’nin Esad rejimi düştüğünde bölge ülkeleri ile bir araya geldiğini ve Şam yönetiminden beklentiler konusunda istişareler gerçekleştirdiğini hatırlatan Fidan, “Çünkü 10 yılı aşkın bir süredir Suriye, bölgede istikrarsızlığın kaynağı haline gelmişti ve şimdi 10 yıl sonra ilk kez işleri yoluna koymak için gerçek bir fırsat elde etmiştik. O dönemde birçok ülkenin aynı prensip üzerinde anlaştığını düşünüyorum” dedi.

“Terörizmin gelişmesini ve kendine zemin bulmasını istemiyoruz”

Komşu ülkelerin artık Suriye’den kendilerine yönelik bir tehdit görmek istemediklerini vurgulayan Fidan, “Terörizmin gelişmesini ve kendine zemin bulmasını istemiyoruz. Azınlıklara kötü muamele edildiğini görmek istemiyoruz. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi egemenliğinin tesis edildiğini ve orada kapsayıcı bir yönetim bulunmasını istiyoruz. Uluslararası toplum ve bölge ülkelerinin tüm talepleri göz önünde bulundurarak Suriye’deki yeni yönetimle iletişim kurduğumuzda, bu taleplere çok iyi bir tepki verdiler. O zamanlardan beri oldukça iyi bir şekilde yanıt verdiklerini düşünüyorum. Uluslararası mevkidaşlarımla, diğer dışişleri bakanları ve yetkililerle görüşmelerimde büyük bir şikayetle karşılaşmadım. Hepsi, Suriye’nin şu anda karşı karşıya bulunduğu zorlukların farkında. Bence bu zorlukları ele almak için gerçekten ciddi ve yoğun bir çalışma başlatmanın zamanı geldi” diye konuştu.

“Yeni yönetim, silahı grupların birleştirilmesi konusunda doğru adımlar atıyor”

Suriye’de meselelerden birinin de istikrarın nasıl sağlanacağı ve silahlı grupların nasıl entegre edileceği konuları olduğunu kaydeden Fidan, “Bana sorarsanız yeni yönetim, bu konuyu çok kapsamlı bir şekilde ele almak niyetiyle işe başladı. Zira yeni yönetimden mevkidaşım ve diğer yetkililerle uzun toplantılar yaptım ve anladığımız kadarıyla şu anda silahlı grupları birleştirme konusunda doğru adımları atıyorlar. Çünkü bizim görüşümüze göre, her ülkede yalnızca bir meşru silahlı kuvvet bulunmalıdır. Bu nedenle kendi silahlı kuvvetlerine sahip olacaklar ve tabii kendi kolluk kuvvetlerine de sahip olacaklar” ifadelerini kullandı.

Silahlı kuvvetlerin hükümet tarafından yönetilmesi ve görevlendirilmesi gerektiğini söyleyen Fidan, “Hangi şekilde olursa olsun, silahlı milislere hoşgörü ile yaklaşamayız çünkü uzun süredir bunların bölgeye sadece kaos ve istikrarsızlık getirdiğine şahit olduk. Bu nedenle halkın düzenini, güvenliğini ve emniyetini sağlamak için milis meselesini ele alma ve bunları tek bir ulusal ordu altında toplama süreci bence şu anda ileriyor. Bu gerçekten yakından takip ettiğimiz meselelerden biri” şeklinde konuştu.

“Öncelikle hedefimiz, yeniden yapılanmaya yardımcı olmak”

Suriye’de geçiş sürecinin devam ettiğini vurgulayan Fidan, “Elbette, Suriye’de attığımız her adımı yeniden hesaplıyoruz. Şu anda Suriye ile ilgili öncelikli hedefimiz ve meşguliyetimiz, onlara yeniden yapılanmada nasıl yardımcı olabileceğimiz, ekonomiyi nasıl tekrar ayağa kaldırabileceğimiz ve ardından devlet kurumlarını yeniden inşa etme sürecidir. Bunlar, uluslararası ve bölgesel toplumla birlikte en iyi şekilde yapmaya çalıştığımız çok önemli meselelerdir” dedi.

“Onları parlak bir geleceğin beklediğini umut ediyorum”

Türkiye’nin sadece Suriyeli muhaliflerin kontrolü altında yaşayan halkı korumak amacıyla bir angajman içerisinde bulunduğunu vurgulayan Fidan, “O zamanlar, 5 milyonluk bir nüfustan bahsediyorduk. Bu, Astana sürecinin bir sonucuydu. Bence bugün, korumak için orada bulunduğumuz tüm insanlar, Allah’a şükürler olsun ki hep birlikte ülkeyi yönetiyorlar. Onları parlak bir geleceğin beklediğini umut ediyorum” diye konuştu.

“PKK/YPG, Suriye ve tüm bölge için DEAŞ kadar büyük bir tehdit”

Güvenlik açısından Türkiye için geriye kalan tek bir mesele olduğunu vurgulayan Fidan, “Şam’daki dostlarımızın PKK/YPG’den kurtulma meselesini ele almalarını ve bunu bize bırakmamalarını bekliyoruz. Çünkü PKK/YPG, Suriye ve tüm bölge için DEAŞ kadar büyük bir tehdit. Türkiye, Irak ve İran’dan gelen uluslararası teröristler, şu anda Suriye’nin kuzeyinde toplanmış ve DEAŞ’a karşı savaşma bahanesiyle kendilerini gizliyorlar. Ortada DEAŞ’a karşı savaş yok. ABD ordusuna DEAŞ mahkumlarını tutacak başka bir yer olmadığı için hapishane hizmeti sağlıyorlar. Burası hapishane olarak seçilmiş. Ama bu insanların ülkenin üçte birini işgal etmelerine, petrol ve gaz sahalarının üstüne çöküp ülkeyi yağmalamalarına ve merkezi hükümet ve milyonlarca Suriyelinin petrol ve gazdan yararlanmalarına engel olmalarına izin verilemez. Bu sona ermeli. Bu sadece bizim için bir ulusal güvenlik tehdidi değil, aynı zamanda bölgemiz için de büyük bir sorun” ifadelerini kullandı.

“Artık yeni bir şafak vakti”

Türkiye’nin 14 yıl boyunca, en başından bu yana Suriyeli muhalifleri desteklemiş olmasının Türkiye’nin Suriye’nin egemenliği üzerinde söz sahibi olacağı manasına gelmediğini ifade eden Fidan, “Bu özellikle kaçındığımız bir şey. Böyle bir izlenim vermek dahi istemiyoruz. Aslında, bu bölgemizdeki büyük bir sorundur. Çünkü uzun zamandır bölgemizde ‘Bölgede kim hakimiyet oluşturacak, Türkler mi, İranlılar mı yoksa Araplar mı?’ şeklinde bir endişe ve korku mevcuttu. Bence artık bunu geride bırakmalıyız. Bölgeye iş birliği, saygı ve dayanışma kültürünü getirmeliyiz. ve birbirimizin egemenliğine bağlı kalmalıyız. Bence artık yeni bir şafak vakti ve bunu başarabileceğimizi düşünüyorum. Bu ruh içinde, Suriye’deki kardeşlerimizle iş birliği tesis edebiliriz. Muhalefette bile olsalar böyle bir tavrımız olmadı çünkü bölgemizde yaşananlardan önemli dersler çıkardık” şeklinde konuştu. – MÜNİH

Related Posts

Avrupa’da güvenlik dengesi baştan kuruluyor: İmzalar 17 Temmuz’da atılıyor

Londra’daki Lancaster House’un altın varaklı salonları, bir kez daha Avrupa’nın güvenlik mimarisinde sismik bir değişimin merkezinde bulunuyor. 17 Temmuz’da burada imzalanması beklenen İngiliz-Alman Askeri İşbirliği Anlaşması, yalnızca iki ülke …

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’ten Ahmet Özer için özgürlük çağrısı

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’ten Ahmet Özer için özgürlük çağrısı

Grok kaldığı yerden devam etti: Önce özür sonra hakaret

Sosyal medya platformu X’in sahibi olan Elon Musk’ın yapay zeka şirketi xAI, sohbet robotu Grok’un krize neden olan cevaplarına ilişkin özür mesajı yayınladı. Şirket, Grok’un davranışlarına ilişkin “birçok kişinin yaşadığı korkunç davranış için derinden özür dileriz” açıklaması yaptı. Şirket, Grok’un güncellendiğini belirtti ancak sohbet robotunun X platformunda hakaret içeren cevaplar vermeye devam ettiği görüldü.

PKK’nın silah bırakma törenine kimler katıldı: Türkiye, Irak ve Avrupa’dan isimler tarihî anlara şahitlik etti

PKK’nın silah bırakma törenine kimler katıldı: Türkiye, Irak ve Avrupa’dan isimler tarihî anlara şahitlik etti

Babasının evini yakan genci mahalleli linç etti! Polis zor ayırdı

Adana’nın Ceyhan ilçesinde, madde bağımlısı olduğu öne sürülen Muhammed I. (34), babasına ait evi ateşe verdi. Yangın bitişikteki eve de sıçrarken, zanlı mahalle sakinlerinin saldırısından polis müdahalesiyle kurtarıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

TBMM’deki salgın Ankara’ya yayıldı, vakalarda patlama yaşandı

Meclis’te 100’ün üzerinde vekil ve personelin hastanelik olmasıyla gündem olan ishal ve kusma vakalarında artış yaşandığı belirtildi. Özellikle Ankara alarma geçerken uzmanlar, yaz aylarında sıcak havanın etkisiyle çoğalan bakteriyle virüslerin, su ve gıda kaynaklı enfeksiyonları tetikleyerek ishal ve kusma vakalarını artırdığı uyarısında bulundu.